Pandemi döneminde istifa ettiğini öne süren işçi, mağdur olduğunu belirterek işe iade davası açtı. İş Mahkemesi’nden eli boş dönen mağdur işçi, Bölge Adliye Mahkemesi’nce, “13 yıl çalıştığı işyerinden tüm haklarından feragat edip istifa dilekçesi imzalaması hayatın olağan akışına aykırıdır. İstifa işçinin gerçek iradesini yansıtmalı, irade engeli bulunmamalıdır.”
Dünyayı sarsan Covid-19 döneminde işvereninin ‘istifa’ baskısına dayanamayan personel, istifa dilekçesini imzalamak zorunda kaldı. İş Mahkemesi’nin kapısını çalan mağdur personel, 2007-17/03/2020 ortasında çalıştıklarını, Covid-19 salgını nedeniyle bazı personellerinin ücretsiz izne çıkmak zorunda kaldıklarını, kabul etmeyenler istifaya zorlandı. 13 yıldır uzun süredir çalışan davacının tüm haklarından feragat ederek istifa etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek, feshin geçersiz olduğunun tespiti üzerine işe iadesine karar verilmesini talep etti. Mahkemede savunma yapan davalı işveren; Davacının 17/03/2020 tarihli dilekçe ile istifa ettiğini, patronun feshinin olmadığını, pandemi ilanından sonra kısa çalışma ödeneği başvurusu yapıldığını, zorunlu istifa dilekçesinin Alındığının doğru olmadığını ve davanın reddini talep etti. Mahkeme davayı reddetti.
Davacı personel, kararı Bölge Adliye Mahkemesi’ne götürdü. İtiraz başvurusunu değerlendiren BAM 3. Hukuk Bürosu emsal karara imza attı. İstifanın işçinin gerçek iradesini yansıtması gerektiği vurgulanan kararda; 13 yıldır çalıştığı işyerinden tüm haklarından feragat ederek ayrılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu hatırlatıldı. Kararda şu ifadelere yer verildi:
“İş Mahkemesi, davacının iradesinden yoksun olarak istifa dilekçesi aldığı ve davacının gerçek iradesinden istifa etmediğini ispatlayamadığı için davanın reddine karar verdi. Ancak belgedeki deliller, sunulan deliller belge ile diğer personelden aynı gün dilekçe alınması, bu dilekçeler ve davaya ilişkin dilekçenin içeriği, genel bir terim kullanılması, bağlayıcı fesih sebebi olup olmadığı anlaşılmaktadır. Dilekçe sahibinin uzun yıllar çalışma süresi, olağan yaşantısı, taraflara hitaben yazılan ve tarihsiz olduğu belirtilen belgeye ibraz edilen dilekçe tarihi, dilekçeden hemen sonraki tarihi kapsadığı anlaşılmaktadır. , tüm bu hususların açıklanması, belgelerin kapsamı, hukuki sebepler, delil durumu ve davacı personelin işe iade talebinin kabul edilmesi gerektiği, deliller, bilirkişi raporunun denetime açık olması ve çalışma süresi, süresi (yaklaşık 13 yıl) ve işe başlamama nedeniyle 5 aylık tazminat. ve 4 aya kadar atıl fiyatına karar verilmesi gerekiyordu. Davacının temyiz başvurusunun kabulü ile 11’inci İş Mahkemesi kararının kaldırılmasına oybirliğiyle karar verildi.” – BURSA
